MUTLULUK BİLİNÇLE YARATILIR; RASTGELE BULUNMAZ

Reinhold Nieburh’un ünlü sükunet duası der ki; “Tanrım! Değiştiremeyeceğim şeyleri sükunetle kabul etme lütfunu bahşet, Değiştirmem gereken şeyleri değiştirmek için cesaret, Ve ikisi arasındaki ayrımı yapabilmek için bilgelik ver”

            Geçmişi değiştiremeyiz, kontrol edemeyiz, yeniden şekillendiremeyiz, akıp gitmiştir artık.  ancak  onu kabullenmek, yargılamaktan vazgeçmek ve fakat bizde bugün yarattıklarını keşfedip, bu keşifle yola devam etmek hala elimizde.  Ve evet teoride herkes biliyor geçmişin değiştirilemeyeceğini aslında. Lakin bu bildiğimize rağmen, hala geçmişte takılıp, geçmişin hesabını tutup, geçmişin defterlerini kapatmak yerine dönüp dönüp tekrar okuyor ve yeni bir deftere geçemiyorsak, bu bildiğimizin manasını kavramamışız demektir.              Mesele geçmişi kabullenip, onunla uzlaşıp sayfayı çevirmekle de bitmiyor. Daha tatminkar, gerçek mutlulukla ve sükunetle ve öz güven ile donanmış bir hayat için değiştirmemiz gerekenleri idrak etmek de en az diğeri kadar önemli.  Peki hepsi tamam ama ya bizi korkutan değişimin kendisi yada bunu başaramama korkusu ise? Unutma ki her metin, her roman her şiir, hatta kusal kitap dahi tek bir nokta ile başlar. Tıpkı her yolculuğun ilk adımla başlaması gibi...

           İşte yaşam koçu; sana, geleceğine giden yolculukta eşlik eden, senin içindeki potansiyelin farkında olan ve senin de bunu fark ederek yolculuğa çıkmanı ve bunu keyifle sürdürmeni vaadeden yol arkadaşındır.

          Geçmiş travmaların yarattığı psikozlar nevrotik durumlar hastalıklar, geçmişle hesaplaşmalar değildir yaşam koçunun konusu. Onun için en önemli şey, tek konu sensin.  Senin isteklerin, mutluluğun, gelişimin, dönüşümün, mücadelen, hedeflerin... sadece sen.  Sağlıklı, aklı başında, kendi hayatını yöneten, üreten, doğuran, büyüten sen...  Ama belki biraz kafa karışıklığı, yorgunluk, biraz dağınıklık, şaşkınlık, kararsızlık yaşayan ve tüm bu hayat olaylarının etkisiyle aynası buğulandığı için  gerçek aksini göremeyen sen... Yaşam koçu aynanın buğusunu alıp, sana sahip olduğun tüm potansiyeli, güçlü yönlerini, senin kendine koyduğun engelleri, güçlendirmen gereken yanlarını, genişlemeye ihtiyaç duyan pencereni, özetle her şeyiyle gerçek seni gösterendir.

          Bize bahşedilen bu hayatın kıymetini bilmek; onu en güzel, en doğru yaşamak için aynada gerçek bizi görmeyi, gerçek potansiyelimizi keşfetmeyi kendimize borçluyuz.  1 -2 ay sonra sadece 1  haftalık bir İtalya gezisi yapacağınızı düşünün; Şimdiden ajandanıza yazıp o günü sadece gezinize özel hale getirmeye, nerede kalıp nerede yiyeceğinize, nereleri gezip neleri tadacağına kadar her şeyi bugünden programlamak için iyi bir Tur şirketiyle görüşmeye, iyi bir rehber aramaya şimdiden başlardınız değil mi? 

          Peki; içinde sevdiklerinizin, ailenizin, dostlarınızın, mesleğinizin, sağlığınızın, mutluluğunuzun, özgürlüğünüzün, huzurunuzun ve daha sayılabilecek nice önemli unsurun bulunduğu hayatınızın kendisi, asla geriye değil; hep geleceğe akan yaşam yolculuğunuz, sadece 1 haftalık İtalya seyahatinden çok daha değerli değil mi?            Üstelik unutmayın ki; Hangi şehir olursa olsun her seyahatin mutlu enerjisi kısa bir süre sonra biterken, yaşam yolculuğunuzu doğru organize ettiğinizde hayatınızın tüm unsurlarıyla birlikte daimi mutluluk ve tatmin yaşadığınızı göreceksiniz.

Ve bunu kabul ettiğinizde, içinizdeki cesareti ortaya çıkaracak yol arkadaşı da karşınıza çıkacaktır.